Çay Hakkında Bilgiler #1



Çay, Türkiye topraklarındaki geçmişi dünyanın kalanına göre çok daha yeni olsa da ülkemizin milli içeceklerinden biri. Dünya Çay Komitesinin 2017 raporuna göre dünyada yılda kişi başı en çok çay tüketen ülkeler sıralamasında 3.5 kg ile Türkiye ilk sırada yer alıyor. Dünya çay üretiminde ise 2.270 milyon tonla Çin birinci, Türkiye ise 259 bin ton ile beşinci sırada. Türkiye’de çay, yalnızca Gürcistan sınırından başlayan ve Fatsa’ya kadar uzanan Karadeniz Bölgesinde yetiştirilebiliyor.

Çay, efsaneye göre MÖ 2 bin 737 yılında Çin imparatorluk sarayı bahçesinde uçuşan çay yapraklarının kaynamakta olan suya düşmesiyle ikinci Çin İmparatoru Shen-Nung tarafından keşfedilmiş. Çay, tein, kafein, teofilin ve antioksidanlar için doğal bir kaynak. İçinde bulunan mineraller nedeniyle kemik ve diş sağlığına da faydalı.

Çay Hakkında Bilgiler 🍵

Çay, çeşitli bitkilerin yapraklarının, çiçeklerinin, köklerinin , gövdelerinin, kabuklarının, tohumlarının kaynatılması ya da haşlanmasıyla elde edilen bir içecek türü. Çay çalısının bilimsel ismi Camellia sinensis. Çalı yapraklarının fermantasyonu, ısıtılması, kurutulması ve zaman zaman da bazı bitki ve meyvelerle karıştırılarak hazırlanan içecek, dünyada kahveyle birlikte en çok tüketilen iki içecekten biri.

Çayı birçok kritere göre sınıflara ayırmak mümkün. Ancak çayın temelde siyah, yeşil, beyaz, sarı, oolong çayı ve pu-erh olmak üzere beş esas çeşidi mevcut. Bu çeşitlerin tamamı Camelia sinensis adlı bitkinin yaprağından üretiliyor. Çay yaprakları farklı oksidasyon seviyelerinden geçirilerek üretim gerçekleştiriliyor.

Çay Türleri


1. Siyah çay



Siyah çay, hasat edilen çay yaprakları fermantasyon sonrası siyahlaşarak, kafein ve tanin maddelerinin oluşmasına sebep oluyor. Siyah çay güçlü aroma ve yüksek oranda kafein maddesine sahip ancak antioksidan bakımından düşük. Türkiye’de en çok tüketilen çay türü olan siyah çay evlerden işyerlerine, kafelerden parklara birçok mekanda sosyalleşme aracı.

Siyah çayın içerdiği vitaminler arasında A, D ve B12 bulunuyor. Siyah çay ayrıca sodyum, potasyum gibi mineraller açısından da zengin. Siyah çay üretilirken, yaprakları diğer çay türlerine göre daha fazla oksitleniyor. Bu yüzden demi ve tadı daha yoğun oluyor. Oksitlenme işlemi nedeniyle siyah çayın besin değerinde bir miktar azalma gerçekleşiyor.


2. Yeşil çay




Yeşil çay, çok işlem görmediği için içindeki faydalı maddeler kaybolmuyor ve oksidasyona uğramadan içime hazır hale getiriliyor. Çin usulüne göre Pan-Firing, Japon usülüne göre de Steaming yöntemi ile hazırlandığında ortaya daha fazla aroma çıkıyor. Antioksidanları artarken kafein maddesinin oranı azaldığından karakteristik aromatik tadı kaybolmuyor.

Kurutma evresinde siyah çay yavaş yavaş kurutulurken, yeşil çay üretiminde bu evre bitkinin oksijenle tepkimeye girmesi engellenerek, hızlıca gerçekleştiriliyor. Oksidasyon zamana yayıldığından siyah çay üretiminde tamamlanırken, yeşil çay üretiminde çay yaprakları yarı fermente olarak bırakılıyor. Yeşil çay üretim esnasında daha az aşamadan geçtiği için daha güçlü bir antioksidan etkiye sahip.

3. Sarı çay




Sarı Çay, az bulunan ve pahalı bir olan çay çeşidi. Ağırlıklı olarak Çin’de tüketilen sarı çay, yeşil çaya benzer şekilde üretiliyor. Oksidasyon işleminden sonra nemli bir bez içerisinde buğulanan çay yaprakları bu aşamada sarı renk alıyor. Bu işlem aynı zamanda yeşil çaylarda bulunana oranla sarı çayın çok daha az otlu bir tada sahip olmasını sağlıyor.



4. Beyaz çay




Beyaz çay, dünyanın en nadide ve en pahalı çayı. Toplandıktan hemen sonra hiçbir fermantasyon işlemine uğramadan soldurma ve kurutma işlemine tabi tutuluyor. Ortamdaki doymuş havayı uzaklaştırmak suretiyle ortam sıcaklığında hava ile soldurma ve kurutma işlemi yapılıyor. Bu işlem daha fazla aroma ortaya çıkarmakla birlikte antioksidanları artırırken kafein oranını azaltıyor. Böylelikle beyaz çayda karakteristik ve kavunumsu aromatik bir tat ortaya çıkıyor.

5. Oolong çayı



Oolong Çayı, siyah çay ile yeşil çay arasında, belli oranda fermantasyon işlemine tabi tutularak, nemi yüzde 5’e düşünceye dek kurutuluyor. Daha sonra bazı özel proseslerle tekrar sıkıştırılmadan önce ufaltılıp küçük, uzunlamasına parçalar halinde kesiliyor. Daha koyu olan Oolong çayında kafein oranı yüksekken, antioksidan oranı ise düşük kalıyor. Birçok farklı çeşidi bulunan oolong çayı, tütünümsü bir tada sahip.


6. Pu-erh çayı




Pu-erh Çayı, işleme metodu veya yıllandırılma süresine bağlı olarak yeşil (sheng) ya da olgunlaştırılmış ham şekliyle, yıllanmış (shou) olarak satılıyor. Pu-erh çayı, yeşil çayın ikinci kez fermente olmuş hali. Çayın oksidasyon derecesine göre kabaca sınıflandırıldığı pu-erh çayı, Camellia sinensis varyetelerinden okside olmamış yeşil çay tarzında işlenip maocha olarak adlandırılıyor.

Maocha’da ise yıllanmış pu-erh’i üretmek için çay, preslenmeden önce birkaç ay süreyle ön olgunlaştırmaya tabi tutuluyor. Olgunlaştırma periyodunun ardından da direkt olarak preslenerek ham pu-erh elde ediliyor. Bu şekilde olgunlaştırılmış ve işlenmemiş pu-erh’lerin teknik olarak yeşil çay olarak sınıflandırılmasına karşın, işlenen ve daha uzun süre yıllandırılan pu-erh’ler ise koyu kırmızı renklerine bağlı olarak siyah çayların bir alt kategorisi olarak sınıflandırılıyor.

Bununla birlikte bu iki pu-erh formu, serbest radikallerin oksidasyonu ile birlikte çayda bakteriyel fermantasyona neden olan (yoğurt ve peynirde olduğu gibi) organizmaların gelişimiyle ikinci bir oksidasyona maruz kalıyor. Böylece de eşsiz tada sahip olan bir çay elde ediliyor.

Adını, Çin’in Yunnan yakınlarındaki Pu Erh kentinden alan bu çay, toprağımsı bir aromaya sahip. Yaklaşık 2 bin yıl öncesinden günümüze kadar Çin’de kullanılan ve genellikle geleneksel metotlarla üretilen pu-erh zengin, yumuşak ve uzun süre damakta kalana aromasıyla en özel çaylar arasında yer alıyor.